5 Nisan 2012 Perşembe

Doğal Afetlerden nasıl korunur

Doğal Afetler nelerdir nasıl korunulur
Doğal Afetlerden nasıl korunmak gerekir


Doğal afetler, insanlara ve çevreye büyük zararlar veren olaylardır. Dünyamızın varoluşundan itibaren doğal afetler de vardır

Doğal Afetler
* Depremler
* Sel ve Su Baskınları
* Tsunami
* Toprak kayması (Heyelan)
* Erozyon
* Çığ
* Yangınlar
* Yanardağ Patlamaları
* Yıldırım Düşmesi
* Fırtınalar


Depreme Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Depreme engel olamayız. Ancak depremin zararlarını en aza indirmek
için gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır.
* Öncelikle yerleşim bölgeleri titizlikle belirlenmelidir. İmar planında
konuta ayrılmış yerler dışındaki yerlerevev ve bina yapılmamalıdır.
* Büyük binalar betonarme, sağlam yapılmalıdır.
* Binaların yapımında depreme dayanıklı kaliteli malzeme kullanılmalıdır.
* Mevcut binaların dayanıklılıklığı arttırmalıdır.
* Yapılar yapım sırasında denetlenmeli ve kaçak yapılaşmaya izin
verilmemelidir.
* Evler tek veya iki katlı olmalıdır.
* Evlerde banyo ve mutfaktaki dolapların kapaklarına sürgü takılmalı,
odalardaki dolap, raf, vb. duvara monte edilip sabitlenmelidir.
* Ağır çerçevesi olan tablo ve aynalar yataklardan, sandalyelerden ve
koltuklardan uzak bir yere asılmalı ve duvara yerleştirilmelidir.
* Yataklar cam kenarından, asılı eşya ve cisimlerden uzaklaştırılmalıdır.
* Kalorifer radyatörü, kombi, avize gibi araçların duvar bağlantıları
sağlamlaştırılmalıdır.
* Evde yangın söndürme aleti bulundurulmalı, nasıl kullanılacağı
öğrenilmelidir.
* Acil durum çantası hazırlanmalıdır. Çantada nüfus cüzdanı, nakit para,
kredi kartı, düdük, telsiz, cep telefonu, telefon defteri, itfaiye,
ambulans, polis telefon numaraları, el feneri, ışıldak, portatif radyo,
yedek pil, ilk yardım malzemesi, ilaç, adres defteri, jeton, plastik
bardak, tabak, su, kuru gıda, konserve, konserve açacağı, mevsimine
uygun kıyafet, diş fırçası, macun, sabun, havlu v.b. eşyalar
bulunmalıdır.
* Evde/işyerinde/okulda yaşam üçgeni alanı oluşturulmalıdır.
* Ulusal/Uluslararası kurtarma ve deprem ekipleri ile sürekli bilgi
alışverişinde bulunulmalı, bu ekiplerle birlikte geniş kapsamlı deprem
tatbikatları yapılmalıdır.
* Deprem sonrasında aile bireyleri için toplanma noktası/alanı
belirlenmelidir.
* Sigorta sistemine dahil olunmalıdır.

Sel ve Su Baskınlarına Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Sel baskınları ve taşkınlardan korunmak için her şeyden önce, doğal
bitki örtüsünün, özellikle de ormanların korunması gerekir. Çünkü
ağaçlar, yağmurun hızını keser ve yağmur sularının toprağa sızmasını
sağlar. Böylece sular toprağın yüzünde birikmez ve sel oluşumuna yol
açmaz. Ayrıca ağaç, gövdeleri, suyun yamaçtan aşağıya hızla akmasını
önler.
* Suyun hızını kesmek için yamaçların teraslandırılması, akarsu
yataklarına setler yapılması ve göletler oluşturulması sel baskınlarının
yol açacağı zararları büyük ölçüde azaltır.
* Yerleşim yerleri sel bölgelerinin dışına çıkartılmalıdır.
* Akarsu yatakları temizlenmeli ve genişletilmelidir
* Akarsular barajlarla ve bentlerle kontrol altına alınmalıdır.

Tsunamiye Karşı Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Deniz kıyısında yerleşim yeri seçerken; tsunami riskini de diğer doğal
afetler (deprem, sel, tayfun vb.) gibi değerlendirmek alınabilecek ilk
önlemdir.

Toprak Kaymasına Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Dik ve çıplak yerler bitki örtüsü ile kaplanmalıdır.
* Yolların heyelan bölgelerinden uzağa yapılmasına çalışılmalıdır.
* Dik yerlerin etek kısımları fazla kazılıp oyulmamalıdır.Gerekirse destek duvarı yapılmalıdır.
* Akar su yatakları dayanıklı duvarla kontrol altına alınmalıdır.
* Yol yapımında yarmalar fazla dik ve derin açılmamalıdır.
* Yerleşme yerleri toprak kayma alanlarının dışına çıkarılmamalıdır.

Erozyona Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Tahrip olan ağaç ve bitki örtüsünün en az iki misli olacak şekilde
yenilemelidir.
* Orman yangınlarına karşı hassas ve tedbirli olunmalıdır.
* Akarsu kenarlarında,dik yamaçlarda ve eğimli yüzeylerde, kök yapısı sağlam, ortama uyum sağlayabilecek ağaçlandırma, setlendirme çalışmaları yapılmalıdır.
* Doğal park alanlarını çoğaltılmalıdır.

Çığ Afetine Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Eğimin çok bulunduğu yerler yeterince ağaçlandırılmalıdır.
* Çığ olma olasılığı kuvvetli olan yerlerde perdeleme yapılmalıdır.
* Kış sporları çığ alanlarından uzak yerlerde yapılmalıdır
* Çığ bölgelerinden geçerken gürültü çıkarılmamalıdır.
* Kara ve demir yolu ulaşımı çığ alanlarının uzağında yapılmalıdır.
* Yerleşim yerleri çığ alanından uzaklara konmalıdır

Yangınlara Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Ormanlık ve sık bitki örtüsü olan alanlarda, sigara içilmemeli,ateş
yakılmamalı,camdan mamul veya parlak yüzeyli herhangi bir madde
veya metali bu alanlara atılmamalı, yanıcı veya çabuk tutuşabilen
kimyasal maddeleri ve ambalajları bırakılmamalıdır.
* İşyerlerinde ve konutlarda, yangın tesisat ve alarm sistemi (duman
veya ısı dedektörü ile siren sistemi) yaptırılmalı, yeterli sayıda yangın
söndürme cihazı bulundurulmalı, yüksek katlı binalarda yangın
merdiveni ve acil çıkış kapıları yapılmalıdır.
* Çocukların erişebileceği yerlerde çakmak, kibrit gibi yanıcı ve yakıcı
şeyler bulundurulmamalıdır.Çocukların bu tür malzeme ile oynamasna
müsaade edilmemelidir.
* Ekilen tarla ve arazilerde hasattan sonra kalan sap ve kökleri (anız)
yakılmamalıdır.

Yıldırım Düşmelerine Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Yüksek ve dış yüzeyinde metal oranı fazla olan bina ve yapılarda
paratoner tertibatı kurulmalıdır.
* Alıcı görevi gören anten ve benzeri aletlerin uç noktalarının iletken
olmayan maddelerle izole edilmelidir.
* Yağışlı havalarda, aşırı metal bulunan alanlardan ve ağaçlık alanlardan
uzak durulmalıdır.
* Çok fazla yıldırım düştüğü anlarda, mevcut alıcı ve verici aletleri (telsiz,
telefon, vs.) kullanılmamalıdır.

Fırtınalara Karşı Alınması Gereken Önlemler
* Genel acil ikaz sistemi oluşturulmalıdır.
* Bloklar halinde ve sağlam monte edilmiş parçalardan oluşan çatılar
yapılmalı, konut ve diğer alanlarda kalın cam kullanılmalıdır.
* Sığınak hazırlanmalıdır.




kaynak:http://www.forumdas.net/sosyal-konular/dogal-afetler-dogal-afetlerden-korunma-yollari-120038/

afetlerden fırtına




Fırtına
Fırtına rüzgarın hızlı bir şekilde esmesine denir. Rüzgar hızı 27 knot üzerine çıktığında, yani 7 bofor ve üzeri olduğunda rüzgara artık fırtına denir.

Denizde fırtınaHızlı esen rüzgar kendi kuvvetinin yanında çevresini de etkiler. Öncelikle estiği denizde veya okyanusta suları kabartarak büyük dalgalar oluşturur. Fırtınaya yakalanan yelkenli tekneler, herhangi bir liman ya da marinaya sığınamayacak kadar açıktaysalar, fırtınaya hazırlık yapmaları gerekir. Şiddetli rüzgara karşı yapılacak en etkili önlem, yelkene camadan vurmaktır. Bunun anlamı yelkenin alanını küçülterek, rüzgardan daha az faydalanmaktır. Bu şekilde rüzgarın tekneyi bayıltıcı etkisinin birazda olsa önüne geçilmiş olunur. O da yetmiyorsa teknedeki ana yelken indirilir ve ön yelkenle (flok veya cenova) seyire devam edilir.
Geceleyin seyir yapan yatlar ve tekneler şiddetli rüzgarlara yakalandıklarında tüm ekipte güvenlik çakarları bulunmalıdır. Ayrıca ekip güvertede duruyorsa güvenlik bakımından herhangi bir yere bağlı olmaları tavsiye edilir. Çünkü hem dalgalı, sert rüzgarlı bir denizde hem de geceleyin, suya düşen kişinin kurtarılması çok zordur. Ayrıca fırtınalı havalarda tekne dalgalar veya sağnak yağmur sonucu su alır, bunu boşaltmak için gerektiğinde sintine motorlarını açık bırakmak gerekebilir. Tabiki bazı fırtınalar şimşekli ve gökgürültülü olabilir. Böyle durumlarda en güvenli yerler kapalı alanlardır. Eğer tanker, şilep, büyük yolcu gemileri gibi yıldırım tehlikesine karşı sistemlenmiş bir tekne değilse, en kısa sürede limana dönmek yapılacak en doğru davranıştır.
Şimşeğin hareketi rastgele bir harekettir ne zaman nasıl oluşacağı bilinemez. Genelde bulutlar arası gezen bu elektriksel hareket bazen yer yüzünü de etkisi altına alabilir. Şimşekli havalarda eğer denizdeysek, mümkün olduğunca ****l ve ****lik olan tüm aksesuarlardan uzak durmalıyız. Yıldırım vurursa büyük olasılıkla en yüksek yer olan yelken direğine isabet edecektir. Dolayısıyla direğin altına kalın bir kablo takılıp denize atılırsa, bir ölçüde de olsa topraklama yapılabilir.
Ülkemizde tropik kuşaklardaki gibi veya okyanuslardaki gibi çok şiddetli fırtınalar oluşmaz. Ama gene de tedbir almak gerekir. En azından denizdeyken ve denize çıkarken hava raporlarına bir göz atmak akıllıca olacaktır.


Haberin Devamı: http://www.rehberim.net/forum/tarih-cograyfa-418/64028-dogal-afetler-firtina.html#ixzz1rBkvWdBb

afetlerden kasırga


Kasırga

Büyük çaplı ve çok şiddetli Beufort ölçeğine göre saatte 75 milden fazla hızla ve dönerek esen tropik rüzgâr. Doğu Büyük Okyanus ve Güney Atlantik hâriç subtropikal ve tropikal iklim kuşağındaki bütün sıcak denizlerde sıksık meydana gelir. Ağustos, eylül aylarında Antillerde görülür. Batı Büyük Okyanus’unda Tayfun adını alır. Başlangıç ve mevsim sonu kasırgaları, Karaiplerin batısında görülür. Orta Amerika kıyılarının biraz açıklarında Büyük Okyanusunda ve Meksika Körfezinde de sık sık rastlanır.
800px-Cyclone_Catarina_from_the_ISS_on_March_26_2004.jpg
Catarina kasırgası, 26 Mart 2004, Brezilya

Kasırgalar, mahallî fırtınalar kadar şiddetli sayılmazlar. Orta kuşakta meydana gelen ekstratropik siklonlar kadar da geniş çaplı değildirler. Fakat bunlar nisbeten geniş çapta ve kesafette olursa, bütün fırtınaların en tehlikelisi ve tahrip edicisi hâlini alırlar. Atlantikte ortalama yılda yedi kasırga vuku bulduğundan doğu Büyük Okyanus'ta de yaklaşık aynı sayıda kasırga vuku bulur. 1890-1910 arası çok, 1910-1930 arası az, 1930-1950 arası çok sık kasırga vuku bulmuştur. Kasırgaların ekseni kuzeybatı istikametinde eser.

Meydana geliş ve hareket
Kuzey Atlantikteki kasırgalar ekseriyetle hazirandan ekime kadar olur. Bu müddet zarfında deniz yüzeyinde sıcak ve rutubet en fazla haldedir. Mayıs ve kasım aylarında daha az, diğer aylarda ise pek seyrek meydana gelir. Kuzey Atlantik bölgesinde yılda meydana gelen ortalama tropik siklon miktarı sekizdir. Bunun beşi ise kasırga tipindedir. Eylül ayında Atlantik Okyanusunun güneyindeki büyük subtropikal anti-siklon bölgesinde tropik fırtınalar eser. Antisiklon bölgesinin güneyinde esen doğu rüzgârları tarafından tahrik edilerek birkaç günlüğüne batı istikametine kayar. Fırtınaların çoğu antisiklon bölgesinin batı ucundan kıvrılarak bazıları Amerika’yı kasıp kavurur. Diğerleri ise kıyıdan geçer. Diğer fırtınalar kıvrılmadan batı istikametinde doğruca eserek Meksika Körfezini veya Orta Amerika’yı tesiri altına alır. Mevsimin başında ve sonunda patlak veren kasırgalar meydana geldikten sonra kuzey istikametinde eserler. Fırtınaların hızı ortalama 80-240 km’yi bulur.

Rüzgâr ve yağış
Tropik bir siklonun kasırga olarak adlandırılabilmesi için hızının en azından 117 km/saat olması gerekir. Ekseriya saate 240 km’den fazla hıza sâhiptirler. Sebeb oldukları direkt zarardan başka rüzgarlar felaketlere yol açan büyük deniz dalgalarına ve denizin kabarmasına sebep olurlar. Carolis hareketleri adı verilen hareketler sebebiyle kuzey yarım kürede esen rüzgârlar saat yelkovanının tersi istikametinde, güney yarım kürede ise saat yelkovanı istikametindedir. Kasırgalarla birlikte yağış da gelir. Tropik bir rüzgâr kuşağının ortalama yağış miktarı 75-150 mm’dir. Daha çok yağış düştüğü de olur. Böyle yağışlar karaların iç kısımlarında ciddî sellere sebebiyet verir.

Büyüklük ve yapı
Çok yüksek hıza sâhib olan bulutların taşıdığı yağmur, nisbeten daha sâkin bir bölge olan kasırganın dönen kısmının arkasına düşer. Kasırga boydan boya 50-800 km genişliğindedir. Büyük kasırgalarda havanın sirkülasyonu 12.000 m’den daha üst bölgelere kadar tesir eder. Hattâ bâzı kasırgalarda bu tesir stosferde dahi görülebilir. Sağnak yağmur getiren kümülüs ve kümülonimbüs bulutları rüzgâr kuşağında spiral bir şekil almaya meyillidirler. Şekiller radar ekranında görülebilmekte ve böylece muhtemel bir kasırganın gelişi anlaşılmaktadır. Kara istasyonları, uçaklar ve denizdeki gemiler, radarlar vâsıtasıyla kasırgaları tâkip edebilmektedirler. Kasırganın dönen kısmın arkasına (gözüne) yaklaşıldıkça rüzgârın hızı kesilir ama tamâmen durmaz. Yağış durur. Ortadaki bulutlar kaybolur, alçak bulutlar ekseriyetle kalır. Aralarından güneş ışıkları geçer. Kuşlar kasırga gözüne kapılır ve sürüklenir. Kasırga gözü geçtikten bir saat sonra aksi istikamette daha kuvvetli bir rüzgâr eser.
Kasırganın orta kısmı (otağında) ısı normalden 10°-15°C daha yüksektir. Çünkü buradaki hava daha az faaldir. Yanlardaki yüksek hava basıncından merkezdeki alçak hava basıncına doğru kuvvetli bir hava akımı meydana gelir. Fakat bu iç hava akımı adı verilen hadisenin kuvveti kısmende olsa sürtünme ile hafifler. Kasırganın göz ve odak merkezi kısmından dış kısımlara bilhassa yukarıya doğru santrafüj kuvvetler vâsıtasıyla bir hava akımı meydana gelir. Bu bölgede rüzgâr hızı azalır. Deniz seviyesindeki şiddetli siklonik akıma tezat teşkil ederek antisiklonik bir akım meydana gelir. Kasırgalar basit bir buharla çalışan motora benzetilebilir. Kasırgayı hareket ettiren dinamo iç hava akımıdır. Hareketini ısı değişiklikleri sağlamaktadır. Mal ve can kaybına sebep olan kasırgalar üzerinde senelerdir çalışmalar yapılmaktadır. Sun’i peykler vasıtası ile kasırgaların doğuşu, takip ettiği yollar, büyüklüğü ve zararları hakkında yardımcı bilgiler alınmaktadır.


Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/cevre-bilimleri/90325-dogal-afetler-kasirga.html#ixzz1rBk0muJ0

doğal afetlerle ilgili güncel makale


Gelişen Teknolojiyle Doğal Afetler Önceden Haber Verilebilecek mi?

Dünya üzerindeki yaşam öyle uygun dengeler ile yaratılmıştır ki, insanlar da dahil olmak üzere tüm canlılar için adeta özel bir koruma mevcuttur. Ama bu korumanın yanı sıra doğal afetler zaman zaman insanlara, yaşadıkları mekanın ne derece güvensiz olabileceğini de göstermektedirler. Üzerinde yaşadığımız dünya, biz hiç farkında olmasak da, içerden ve dışardan pek çok doğal tehdit unsuruyla doludur.
Başta depremler olmak üzere, volkan patlamaları, seller, dev dalgalar, hortumlar, fırtınalar, büyük yangınlar birbirlerinden farklı şiddet ve etkilere sahiptirler. Ortak yönleri ise oldukça kısa bir zaman içinde bir şehri, orada yaşayan insanları ve diğer tüm canlıları yok edebilmeleri ve büyük hasarlara yol açabilmeleridir.
İşte sel de zararları çok büyük ölçekte olabilen doğal afetlerdendir. Sellerin neden oldukları hasarlar sadece su basması ile sınırlı değildir. Aynı zamanda sel ile beraber akan çamur ve diğer kalıntılar da büyük problemlere sebep olurlar.

Yakın Geçmişten Çarpıcı Bir Örnek

Orta Amerika'yı kasıp kavuran Mitch Fırtınası, neden olduğu seller ve toprak kaymalarıyla çok sayıda can aldı. Su ve elektrik şebekesiyle birlikte haberleşme ağı da fırtınadan büyük zarar gördü. Bu nedenle can kaybı konusunda uzun süre sağlıklı bilgi alınamadı.
Saatteki hızı zaman zaman 295 km'ye ulaşan Mitch Fırtınası yüzünden, Honduras'ta 231, Nikaragua'da 137, El Salvador'da 25, Guatemala'da 16, Kosta Rika'da 7, Panama'da ve Meksika'da birer kişi öldü, yüzlerce kişi de kayboldu. Yaklaşık 1.5 milyon kişi tahliye edilmek zorunda kaldı, yüz binlerce kişi ise evsiz kaldı.
Orta Amerika'yı etkisi altına alan Mitch Fırtınası, neden olduğu sel ve toprak kayması felaketleriyle en büyük zararı Honduras, Nikaragua, El Salvador ve Guatemala'ya verdi. Sadece Honduras'ta 5 bin kişi sel ve toprak kaymalarında hayatını kaybetti. Özellikle ülkenin sahil şeridi açık mezarlığa dönüştü, suların çekilmesinin ardından cesetler ortaya çıkmaya başladı.

Olağanüstü Hal

Honduras Devlet Başkanı Carlos Flores, felaketle mücadele ve yağmalamalara karşı olağanüstü hal ilan etti. Başını sokabilecek bir çatı bulan Honduraslılara sokağa çıkma yasağı getirildi. Tarım rekoltesinin yüzde 70'inin zarar gördüğü Honduras'ta yaklaşık 1 milyon kişi de evsiz kaldı.

Salgın Tehlikesi

Nikaragua'da ise Casita Yanardağı'nın eteğinde meydana gelen toprak kayması sonucu 1500 kişi diri diri toprağa gömüldü, yerleşim birimleri haritadan silindi. Yetkililer, içme suyu problemi yaşandığını, gerekli önlemler alınmazsa kısa bir süre sonra salgın hastalıkların patlak verebileceğini kaydettiler.

Bilim Adamları Doğal Afetleri Önceden Haber Verebilmek İçin Çalışıyorlar

Doğal afet yönetimi, birçok kurum ve kuruluşun birarada çalışmasını gerektiren çok aşamalı bir süreçtir. Bu süreç; afet öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılacak birçok çalışmayı barındırır. Afetler konusunda yapıcı adımlar atılmasına karar verildiğinde ve sürecin aksamadan yürümesinde teknolojinin kullanımı vazgeçilmezdir.
İşte geçtiğimiz günlerde bilim adamları, tekrarlayabilecek bir felaketi engellemeyi amaçlayan yeni bir projeyi açıkladılar. Boulder, Kolorado'da Ulusal Okyanus ve Atmosferle İlgili Araştırmalar'dan Joseph Golden, felaketleri önceden haber verebileceklerine inandıklarını belirtti.
Ekip, kasabadaki bilgisayarlara, birkaç kilometreyi kapsayan alanlar için yerel toprak kayması ve sel uyarıları göndermeyi ümid ediyor. Denver'daki Bilim Geliştirme Vakfı toplantısında konuşan Golden, "Amacımız renk kodlu uyarı haritaları yapmak" diyor.
Proje, NASA'nın yere düşen yağmur miktarını ölçen bir araştırması olan "Tropikal Yağmur Ölçme Görevi" nden faydalanmayı amaçlıyor. Bu ölçüm, yerdeki mevcut yağmurun tarihçesiyle birleştirilip yüksek çözünürlükte tahmini haritalar üretilecek. Toprak cinsi ve yüksekliği baz alınarak geliştirilecek yağmur tahminleri sayesinde toprak kaymaları önceden haber verilebilecek.
Şimdilik Puerto Rico ve Dominik Cumhuriyetinde bir deneme gerçekleştirileceği belirtiliyor. Amerikan Jeolojik Araştırma çalışanlarından Randall Updike, eğer deneme başarılı olursa önceden uyarma sisteminin Bangladeş gibi tropik fırtınalardan zarar görmesi muhtemel bölgelere de genişletilebileceğini söylüyor. Tabii bunun için 8 ila 10 milyon dolar sermayeye ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekliyor.
İnsanların, gün geçtikçe daha fazla kıyı merkezlerde ve ovalarda yerleştiklerinden daha sık doğal afetlerle yüzleşmek durumunda kaldıklarını belirten bilim adamları, bu konudaki çalışmalarını hızla sürdürüyorlar.

2000 Yılı Günümüze Kadar En Fazla Doğal Afetin Yaşandığı Yıl Oldu

Doğal afetlerin giderek sıklaştığı Dünyamızda, 2000 yılı günümüze kadar en fazla doğal afetin yaşandığı yıl oldu. 2000 yılında doğal afetlerin sayısı bir önceki yıla göre 100 adet artarak 851'e çıktı.
Japonya'dan Kore'ye, Rusya'dan Teksas'a, Amerika'dan Hindistan'a, İran'dan Hollanda'ya kadar dünyada birçok yerde yaşanan afetlerde ilk sırayı seller aldı. Mozambik'te haftalarca devam eden sel, 500 bin kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Ağustos-Ekim arasındaki devamlı seller nedeniyle Hindistan'da 1.450 kişi hayatını kaybetti, ekonomik kayıp ise 1.2 milyar doları buldu. Seller, çamur akıntıları ve toprak kaymaları İsveç ve İtalyan Alplerinde 8.5 milyar dolarlık zarara mal olurken, Ekim ve Kasım aylarında Büyük Britanya'nın çeşitli bölgelerini etkileyen seller sonucunda 1.5 milyar dolarlık ekonomik kayıp doğdu.

Doğal Afetlerin Anlattıkları

Bilim adamları gelişen teknoloji sayesinde belki bir gün doğal afetleri önceden haber vermeyi başaracaklar. Ne var ki bu, afetlerin son bulacağı anlamına gelmeyecek, sadece zarar ve kayıpların azaltılması sağlanabilecektir.
Felaketler, insanların çok iyi bildikleri ama karşılaşmadıkları sürece akıllarına getirmek istemedikleri gerçeklerdir. Ancak Allah, bahsettiğimiz afetleri meydana getirerek, insanların üzerinde yaşadıkları gezegene hiçbir hakimiyetleri olmadığını onlara hatırlatmaktadır. Allah kendi acizliklerini kendilerine göstermekte ve bütün bunlar, öğüt alıp aklını kullanabilenler için birer düşünme nedeni olmaktadır.
Önemli olan, insanların bu olaylardan almaları gereken dersi kavrayabilmeleridir. Çünkü Allah'ın insanlara, maddi ve manevi zarar veren olaylarla hatırlatmalar yapması, o insanların bulundukları sapkın durumdan kurtulmaları, Allah'ın dosdoğru yoluna girmeleri için kendilerine verilen bir mesajdır. Bütün doğal afetler de herşey gibi Allah'ın kontrolündedir ve Allah onları, bizlere dünya hayatının geçiciliğini anlatmak için özel olarak yaratır. Allah, insanlara yaşatılan bu felaketlerin de dünya üzerindeki herşey gibi bir amaçla yaratıldığını, bunların insanlar için birer "hatırlatıcı" olduklarını göstermektedir. Allah bunu Kuran'da "Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar." (Tevbe Suresi,126) ayetiyle haber verir.
Unutmamak gerekir ki, Allah Kuran'da hiçbir olayın kendi izni olmadan gerçekleşemeyeceğini de bize şöyle bildirmiştir: "Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez..." (Teğabün Suresi, 11)


 kaynak:http://www.bilgilerdunyasi.net/completed/makaleler_sayfalar/bilimsel_konular/gelisen_teknolojiyle_dogal_afetler_onceden_haber_verilebilecek_mi.html

felaketin çeşitli görüntüleri








29 Mart 2012 Perşembe

dogal felaketler deprem

Deprem

Vikipedi, özgür ansiklopedi

1963- 1998 yılları arasında meydana gelen depremlerin yeryüzünde dağılışı
Deprem, (ya da diğer adlarıyla Yer SarsıntısıZelzele [1]yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır. Sismik aktivite ile kastedilen meydana geldiği alandaki depremin frekansı, türü ve büyüklüğüdür. Depremler Sismometre ile ölçülür. Bu olayları inceleyen bilim dalına da Sismoloji denir. Depremin Moment magnitüd ölçeği (ya da eskiden kullanımda olan Richter ölçeği) ile belirlenir. Bu ölçeğe göre 3 ve altı şiddetteki depremler genelde hissedilmezken 7 ve üstü şiddetteki depremler yıkıcı olabilir. Sarsıntının şiddeti Mercalli şiddet ölçeği ile ölçülür. Depremin meydana geldiği noktanın derinliği de yıkım kuvvetine etkilidir ve yer yüzüne yakın noktada gerçekleşen depremler daha çok hasar vermektedir.[2]
Dünya yüzeyinde gerçekleşen depremler kendilerini bazen sallantı bazen de yer değiştirme şeklinde göstermektedir. Bazen yeryüzüne yakın bir noktada güçlü bir deprem gerçekleştiğinde tsunamiye sebep olabilir. Bu sarsıntılar ayrıca toprak kayması ve volkanik aktiviteleri de tetikleyebilir.
Genel olarak deprem sözcüğü herhangi bir sismik olayın -Doğal bir fenomen olarak gerçekleşmiş veya insanların sebebiyet verdiği- ürettiği sismik dalgaları adlandırmak için kullanılır. Depremler genellikle kırıkların (fay hatları) çatlamasıyla oluşur. Bunun yanı sıra volkanik faaliyetler, toprak kaymaları, mayın patlamaları veya nükleer testler sonucunda da gerçekleşebilir. 

dogal felaketler çığ


Doğal Afetler - Çığ

Çığ, farklı nedenlerden dağdan aşağıya kayan büyük bir kar miktarıdır. Bol kar yağışı olduğunda, taze kar tabakasının alttaki eski tabakayla iyi kaynaşmaması sonucu, Rüzgarın kaldırdığı büyük bir kar kitlesinin aşağı inerek alttaki kar tabakası üzerinde kayması sonucu, Ve bir hayvan veya kayakçının oynak kar tabakasını çiğneyerek harekete geçirmesi sonucu çığ oluşabilir.

Çığın oluşumuna etki eden faktörlerler

* Arazi: Eğim ne kadar fazlaysa, tehlike o kadar büyüktür. Yüzde 30'luk bir eğim çığ oluşumu için yeterlidir. Gölgede kalan sırtlarda çığ tehlikesi, güneş gören yerlere göre daha fazladır.
* Taze kar: Taze kar tabakası ne kadar kalınsa, çığ tehlikesi o kadar büyüktür. Kötü hava şartlarından sonra güneşin açtığı ilk gün çok risklidir.
* Fırtına: Kar fırtınası olduğunda, kar tanecikleri dönerek uçuşur ve rüzgarsız sırtlarda birikir. Tepe üstlerinde dalga şeklinde birikmiş kar, alttaki sırtta çığ tehlikesini gösterir.
* Kar tabakası: Karın tabaka halinde kaydığı yerlerden uzak durmak gerekir. Dipten gelen boğuk sesler de tehlike işaretidir.
* Isı: Kar yağışından sonra ısı birden düşerse, yeni kar tabakası alttakine iyi işleyemez. Hava ısındığında da kar gevşer ve tehlike artar. Bu nedenle baharda daha çok çığ olur.

Çığ tipleri

Kopma şeklini esas alan bir kıstasa göre Gevşek Kar Çığı ve Kar Dilimi Çığı olmak üzere iki türe ayrılır. Her birinin karışımı kuru veya ıslak kar ve su içerebilir. Her iki türde de kopma, genellikle kar örtüsünün üste yakın tabakalarında gerçekleştiği için yüzey çığları içinde sınıflandırılırlar.

1. Gevşek Kar Çığı (Loose Snow Avalanche/Lockerschneelawine)

Kar örtüsü içindeki zayıf tabaka yüzeyde veya yüzeye yakın bir yerde oluştuğunda gevşek kar çığı meydana gelir. Kar örtüsü tek bir noktadan kopar, ufak kar döküntüleri saçarak yuvarlanmaya başlar. Yuvarlandıkça daha fazla kar toplar ve bir üçgene benzer biçimde aşağı doğru genişler. Gevşek kar çığlarına doğada çok sık rastlanır. Genellikle çok fazla kar içermezler. Büyük ölçüde can ve mal kaybına neden olacak kadar tehdit oluşturmazlar.

2. Kar Dilimi Çığı (Snow Slab Avalanche/Schneebrettlawine)

Zayıf kar tabakası, güçlü bir tabakanın hemen altında oluştuğunda kar dilimi çığları meydana gelir. Kar örtüsü bir çizgi boyunca tek birim halinde kopar. Kütle halindeki kar, kütüphane rafında duran kitapların aniden yere boşalması gibi dökülür, çatlayarak kırılır ve kar dilimleri şeklinde yamaçtan aşağı kayar.


Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/cevre-bilimleri/20916-dogal-afetler-cig.html#ixzz1qWZPVJsU